KARAOT HAKKINDA

Çalış’ın devamındaki yolu izleyin, sizi Fethiyeliler’in çok da bilmediği bir kumsala ulaştıracak. Dahası bu kumsalda bir de göl var!

Yemyeşil bahçelerin arasından sizi kıyıya ulaştıracak olan bu yolun sonundaki doğa harikası alanın şimdiye kadar el değmemiş olması sizi hem şaşırtacak hem de heyecanlandıracak eminiz.

Fethiye’nin merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta yer alan, Kargı Çayı’nın denize ulaştığı bu saklı cennet, tüm canlılar için de bulunmaz fırsatları barındırıyor içinde. Denizel, karasal, kumul, tatlısu ne tip yaşam alanı arzu ederseniz tamamını burada bulmanız mümkün.

Kargı Çayı’nın denize ulaştığı alan tuzlusu balıklarının yumurtlama ve yavru bırakma merkezi gibi işlev görüyor. Akgöl ise yerli kuşlarımız için barınak, göçmen kuşlar içinse beş yıldızlı otel niteliğinde. Gölün çevresini artık gittikçe sayıları azalan Günlük Ağaçları’nın da (Liquidambar orientalis) mesken tuttuğunu eklemek gerekiyor.

Çalış sahilinin tamamına yumurta bırakan Carettalar’ın (Caretta caretta), bu sahili de yumurtlamak için geldiklerini söylemeye gerek yok.

Akgöl’ün önemli özelliklerinden bir tanesini ne yazık ki insan eliyle yapılan müdahalelerle bir süre önce kaybettik. Bu gölün suları, denize açılan dar bir boğaza sahipti. Boğaz mevsimsel olarak kapanıp açılıyordu ve bu boğaz özellikle kefal (Mugil cephalus), çipura (Sparus auratus) gibi hepimizin yakından tanıdığı balıkların önemli yumurtlama alanlarından biri konumundaydı. Sevindirici olan, tüm müdahalelere rağmen gözlemlerimiz hala bu balıkların bu kıyılarda yumurtlamayı tercih ettiğini gösteriyor.

Hem gölün kıyıları hem de Kargı Çayı’nın kendisi suya bağlı yaşayan böcekler için ise Fethiye’deki en önemli beslenme ve yaşam alanını oluşturuyor. Hatta Akgöl’ün sakinlerinden olan Sivrisinek balığı (Gambusia affinis) adıyla müsemma, sivrisinek başta olmak üzere böcek larvalarıyla besleniyor.

 Bölgemizle ilgili yapılan zoolojik ve botanik çalışmaları hayli az. Bu bölgede yapılan, ulaşabildiğimiz ilk bilimsel çalışma 1957 yılında Biologi dergisinde yayımlanan, Prof. Dr. Melahat Çağlar’a ait “Fethiye civarının bazı memeli hayvanları hakkında” adlı çalışma.  Bu çalışmadan sonra aralıklarla Fethiye ve yakınlarında yapılmış az sayıdaki çalışmaya ulaşmak mümkün. Ancak Fethiye için derli toplu zoolojik ve botanik çalışmalarının temelini biyolog Paul Hope attı desek yanılmış olmayız. Uzun yıllar Fethiye’de yaşayan Paul Hope bölgenin özellikle kuşları ve yusufçukları (Odanata) hakkında temel kitap niteliğindeki araştırma notlarını bizlerle paylaştı. Kaplumbağacı Ali olarak tanınan Ali İhsan Emre ise kuş gözlemciliği ve Deniz Kaplumbağaları’nın (Caretta caretta) Fethiye’deki varlığını görünür kılan şahsiyet olarak doğaseverlerin şükranla andığı bir isim. Gülbahar Edik Kayhan ise daha önce Fethiye’de yapılmış botanik ve zoolojik çalışmaların gönüllü derleyicisi olarak Karaot’un canlı varlıkları hakkında elde ettiğimiz verilerin “ana” kaynaklarından birini oluşturuyor. Ulaş Kiper’in Fethiye kıyılarında yaptığı çalışma ile toparlanan deniz kabukluları da eklenince Karaot’un –şimdilik- elimizde biriken canlı varlıklarının bir bilançosuna ulaşmış oluyoruz.

Spesifik olarak bölge hakkında bilimsel çalışmaların azlığı nedeniyle tam olarak bölgemizin fauna ve florasına hakim değiliz. Ancak, arazi gezileri ve gözlemlerimizle Karaot sahilindeki balık türleri ile kumsal ve çevresindeki sürüngen türleri, amfibiler ile deniz kıyı şeridi canlılarından yengeçlerin de bir kısmını da listeye ekledik.

Şu linkten listelere ulaşabilirsiniz: http://fetder.org/Makale.aspx?q13=92