KAMUOYUNA

 

Son aylarda şehrimizde yapımı süren yol çalışmaları kapsamında; Mart ayında, önce budanan sonra yerinden kaldırılan, İnönü Bulvarı üzerindeki Sığla Ağaçları kent gündeminde önemli bir konu haline gelmişti. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği olarak kesinlikle yanlış bulduğumuz bu uygulamaları; tüm paydaşların katılımının sağlandığı demokratik bir ortamda, bilimsel verilere dayanan yollar izlenerek çözülmesi umuduyla, yakından takip etmekteydik.

Bundan sonraki sürecin sağlıklı ilerlemesi için konunun tarafları ve uzmanları ile Fethiye Belediyesi yetkililerinin bir araya geldiği bir toplantı gerçekleştireceği bilgisi sonrasında;

Herhangi bir toplantı yapılmadan, herhangi bir uzman görüşü açıklanmadan, aynı yöntem izlenerek Atatürk Bulvarı üzerinde de Sığla Ağaçları budaması yapıldığı için görüş ve taleplerimizi kamuoyu ve ilgililerle paylaşma ihtiyacı duyuyoruz.

 

FETHİYE SIĞLA/GÜNLÜK AĞACI DOSTU KENT OLSUN!

 

Fethiye’yi Fethiye yapan değerler sıralamasında ilk üçe girebilecek olan Sığla/Günlük Ağacı, dünyada sadece ülkemizde, ülkemizde ise Fethiye başta olmak üzere, Marmaris, Köyceğiz ve Dalaman gibi komşu coğrafyalarda yaşam alanı bulan endemik bir tür. Yasalarla koruma altında olan bu ağaç insan nüfusunun artışı ile birlikte çok daha dar alanlarda yaşam mücadelesi veriyor. Onbinlerce yıldır bu coğrafyada yaşadığını bilimsel çalışmalar sonucunda bildiğimiz Sığla Ağacının, tıpkı bizler gibi Fethiyelilerden biri olarak görmek yanlış olmaz. Fethiye’nin en önemli mahallerinden birinin geleneksel adının Günlükbaşı olduğunu hatırlamak, bu ağacın kent kültürü ve ekolojisi açısından ne denli önemli bir yere sahip olduğunu hatırlamaya yeter.

Fethiye büyürken başa çıkması gereken ağır bir nüfus baskısı ile karşı karşıya. Bu baskı bir yandan yetersiz alt yapının yenilenmesini; engelli dostlarımız gibi dezavantajlı bireylerin yaşam kalitelerinin arttırmaya yönelik önlemlerin alınmasını gerekli kılıyor. Farkındayız, katılıyoruz. Ancak şehir büyürken hem alt yapısını yenileyebilir, hem engelli dostların zor yaşam koşullarını düzeltebilir hem de Sığla Ağacı'nı koruyabiliriz. Hiç biri diğerinden önemsiz ya da hiç biri ötekinden önemli değildir. En nihayetinde yaz aylarının 40 derecenin üzerindeki sıcağında o kaldırımda bulunan her hemşerimiz o ağaçların gölgesinde nefes alacak. Öte yandan doğanın bir diğer ayrılmaz parçası olan kuşlar, kent ve nehir boyunca bu ağaçların dallarından faydalanıyor. Fethiye; Günlük Ağacı’nı koruyarak büyüyebilir, altyapı sorunlarını çözebilir ve gölgesinden her bir vatandaşın yararlanacağı çözümler üretebilir.

Umuyoruz ki Fethiye; böylesine betona boğulduğumuz, küresel iklim değişikliğinin radikal biçimde hissedildiği, orman yangınlarının hızla arttığı, Zeytin Ağaçları üzerinde yapılaşma tehditlerinin sürdüğü böyle bir dönemde; kendisini var eden bu özel ağacı ya da herhangi başka bir ağacı kesmeye devam edip doğasına yüzünü dönmez.

 

 

FETHİYE DEMOKRASİNİN KENTİ OLSUN!

 

Şehirler elbet yönetilecektir. İnsanlık daha iyisini üretene kadar da tüm eksiklerine rağmen demokrasi hepimizin ortak paydası olmaya devam edecek. Eşit yurttaşlık, yönetime katılım, karar süreçlerinde söz söyleyebilmek ise günümüzde çağdaş demokrasilerin temellerini oluşturuyor. Fethiye’nin de, kenti ilgilendiren kararlarında yurttaşların, sivil toplumun karar alma süreçlerine dâhil edilmesini önemsiyoruz. Bu ortak akılla yönetim sürecinin, bu örnekte olduğu gibi Kasım'da kararlar alınıp, Mart'ta uygulamalar yapıldıktan sonra değil; ilk planlama aşamasında olması gerektiğini savunuyoruz.

Ortak akılla yönetim, paydaşların sürece katılımı ve uzman görüşü konularının belirli bir görüşü doğrulayan şekli yerine; evrensel ilkelere dayanacak şekilde uygulanmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Kent içinde 40 yıldır yaşamını sürdüren, endemik bir tür olarak korunan bir ağacın kaldırılma kararının sadece peyzaj açısından değerlendirilmesinin eksik kalacağını savunuyoruz. Sadece peyzaj konusu olan bir uygulamanın bile birden çok peyzaj mimarı görüşünün ortaklaşmasından çıkması gerektiğine inanıyoruz.  Engelli dostu kent çalışmalarını da ekoloji kadar önemsediğimizi, altını çizerek belirtmek istiyoruz. İklim krizine bağlı Su ve Gıda Krizi gibi önemli konuların ele alındığı bir ortamda; biyoçeşitliliğin ve ağaçların yol, kaldırım ve kanalizasyon borusundan çok daha önemli bir konumda olduğunu savunuyoruz.

Şu an için geç kalınmış gibi görünse de önümüzdeki süreçte; kenti ilgilendiren konularda, tüm paydaşların, sivil toplumun, konuyu farklı yönleriyle ele alacak tüm uzmanların, üniversitelerin ve devlet kurumlarının hep birlikte karar alabileceği bir mekanizmanın şehrimizde işler hale gelmesini talep ediyoruz. Bu açıdan Fethiye’yi yönetenlerin sosyal demokrat siyasetin içinde yer almalarını tarihi bir şans olarak görmeye ve bir uzlaşma zeminini yaratacak bakışa sahip olduklarını düşünerek, Fethiye’nin demokrasi kenti olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz.

 

FETHİYE ve MÜŞTEREKLERİMİZ

 

Artık denize girecek yerimiz kalmadı, köylerimiz kaçak yapılarla yağmalanıyor… Müşterek neyimiz varsa hızla kaybediyoruz. Kentler yalnızca sokaklar, binalar değil aynı zamanda çocukluğumuzun hatıralarıdır. Bu hatıraları nesilden nesile aktaran da kimi zaman gölgesinde oturduğumuz ağaçlardır. Kaybettiğimiz her sahil gibi eksilen her Sığla ortak kent belleğinden bir şeyler eksiltiyor. Yapımı süren alt yapı çalışması nedeniyle taşınan/kesilen/katledilen her bir Sığla; müştereklerimiz, kentin ortak hafızası açısından değerlendirildiğinde hepimizin ortak geçmişinden bir şeyler kaybettiğimizi gösteriyor.

Artık yerine ne dikersek dikelim geriye dönüşsüz biçimde kent hafızasından ve biz Fethiyeliler ‘in müşterek hafızasından, 25-30 yıllık ağaçlar gitmiş, geriye sıcak asfalt fikri kalmış durumdadır. Yapılan hataların tekrar edilmesinden çekiniyor; bu yaklaşımla Fethiye'nin simgelerinden biri haline gelen Babataşı Mahallesi Muammer Aksoy Bulvarı'nı iki sıra çevreleyen; DSİ'nin yanından sahile dökülen kanal boyunca bize eşlik eden; Günlükbaşı'nın birçok köşesinde kaldırım ve yol kenarlarında yaşamını sürdüren Sığla Ağaçları'nın kesileceği endişesini taşıyoruz.

Ortak değerimiz olan bu ağaçların ve bu sokakların kente dair alınacak kararlara razı olmayan vatandaşlara rağmen; bu ağaçların korunarak altyapı çalışmalarının sürdürülebileceği çözümler olmasına rağmen; bir ya da birkaç kişinin görüş ve kararı ile değiştirilmesini yanlış buluyoruz.

 

NE İSTİYORUZ?

 

• Sığla Ağaçlarının taşınma, kesim gibi uygulamaların derhal durdurulmasını,

• Fethiye’nin kronik altyapı sorunları çözülürken, önce doğasının, sonra ortak değer ve yaşam alanları ile dezavantajlı grupların gözetilmesini en son asfalt, boru vb. konuların konuşulmasını,

• Kentin müşterek hafızasında yer eden, kent dokusunun bir parçası haline gelen ağaçlara dokunulmamasını,

• Fethiye’nin geleceğine dair alınacak kararlarda, STK, oda, bilimsel kurumlar ve ilgili devlet kurumlarının ortak karar alacağı mekanizmanın kurulmasını ve tavizsiz işletilmesini,

• Kent Konseyi gibi şemsiye kurumların, toplumun çoğunluğunu ilgilendiren konularda, kişisel tutumlar yerine, mevzuat, yasa gibi bağlayıcı unsurlara uyarak, bileşeni olan tüm sivil toplum kuruluşlarının onayını alarak, bir konuda tek uzmanlık yerine ilgili tüm uzmanlıkları değerlendirerek görüş oluşturmasını,

• Engeliler gibi, toplumsal yaşamımızda dezavantajlı olan dostların yanı sıra, bir diğer dezavantajlı durumda olan; sözü ve sesine sahip çıkılmayan insan dışındaki yaşama saygı duyulmasını,

• Küresel ısınmanın şiddetli biçimde hissedildiği günümüzde; yerel yönetimlerin, betona, sıcak asfalta yatırım yapmak yerine yeşile ve doğaya yatırım yapmasını

İstiyoruz…

 

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...

N. Hikmet RAN