Fethiye Körfezi'ne Dokunma

FETHİYE KÖRFEZİ'NE DOKUNMA

Geçtiğimiz yıl denizin kirli, yeşil görüntüsü ve yaydığı koku ile gündeme gelen Fethiye Körfezi’ndeki kriz, turizmin pandemi yüzünden sakin bir yıl geçirmesiyle, kısa zamanda unutulmaya yüz tuttu. Oysa yaşanan doğal felaket, etkilerinin gün yüzüne çıktığı anlar dışında da deniz altında bütün yıkıcılığı ile varlığını devam ettiriyor.

Bizler, her gün körfez kirliliğine çözüm bekler iken, gündemde Fethiye Körfezi’nin ve Fethiye turizminin taşıma kapasitesi hiçe sayılarak planlanan yepyeni bir proje olduğunu öğrendik. Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait arazinin hemen önünde, 300 adet yat kapasiteli marina projesi için ÇED gerekli değildir kararı verilmiş. Proje dosyasına göre, bu kararın akabinde imar planı değişiklikleri yapılarak, 75 gün içerisinde inşaat tamamlanacak.

Kıyılarımızı koruma iddiası ile kurulan ancak Muğla’nın neredeyse tüm kıyılarını ihalesiz ve usulsüz bir biçimde ele geçirerek işletmeye verme gayretinde olan MUÇEV Limited Şirketi, bu defa da Fethiye Körfezi gibi hassas, kırılgan bir ekosisteme sahip alanda ÇED gerekli değildir kararı çıkartabiliyor.

Proje dosyasında aktarıldığı kadarıyla, 7- 10 metre aralıklarla, yaklaşık 440 adet kazık çakılarak iskeleler inşa edilecek. Toplamda 45 bin m² alan kazıklı ve yüzer iskeleler, dalgakıranlar, geri sahada özel işletmelere ait restoran, kafe işletmeleri ile doldurulacak. Projeye konu olan düzenleme alanı; deniz yüzeyinde kiralama alanı içerisinde olmak üzere toplam 174 bin m² alanı kaplayacak.

Peki neden geçen yıl kirliliği ile gündemde olan körfezin, temizlenmesi düşünülmüyor da tam aksine körfeze daha fazla tekne ve dolayısıyla atık girişine yol açacak bir proje planlanıyor? Bu soruya cevap vermekte güçlük çekiyoruz.

Çevre ve Orman Bakanlığı, Özel Çevre Koruma Kurumun 2009’da yayınladığı raporda şöyle denmektedir; “Fethiye-Göcek ÖÇKB turizm faaliyetlerinin yoğun yaşandığı bir bölgedir. Turizm, ülke ve yöre ekonomisine ciddi katkılar yapan bir sektördür. Ancak turizmin sürdürülebilirliği ancak doğanın sürdürülebilirliği ile doğru orantılıdır. Mevcut durum göstermektedir ki bölge kapasitesinin çok üzerinde tekne trafiğine ve kirliliğe maruz kalmaktadır. Özellikle teknelerden ortama boşaltılan pis sular, su kolonu ve sedimanın kalitesini bozarak hassas türlerin ortamdan kaybolmasına yol açmaktadır.” ( Raporun Tamamı )

Gene Gazi Üniversitesi’nin geçen sene hazırladığı raporda Fethiye Marina ve diğer teknelerden kaynaklanan kirliliğin körfezdeki kirliliğin dört temel sebebinden birisi olduğu belirtilmektedir (https://www.dha.com.tr/.../7-profesorden.../haber-1695327).

Raporlarda da belirttiği gibi yatların yarattığı kirliliğe mevcut limanlar çözüm sunamamışken, 300 yat kapasiteli bir marinanın eklenmesi körfez için felaket olacaktır.

Aynı raporda “su hareketlerinin zayıf olduğu ve turizm aktivitelerinin yoğun olduğu koylarda deniz altı görüş mesafesinin yer yer 30 cm’ye kadar düştüğü” belirtilmiştir. Körfeze 440 adet kazık çakmak körfezdeki zayıf su hareketini değiştirerek toprak çökelmesini ve kirlenmeyi artıracaktır.

Kirlilik sebebiyle körfezdeki alg ve fanerogam türlerinin tamamen ortamdan kaybolduğu ve birçok sesil omurgasız türünün de (sünger, bivalv gibi) tehdit altında olduğu saptanmış iken kirliliğin artmasının bu türleri de yok edeceği aşikardır.

ÇED dosyasında projenin yapılacağı alanda otopark ve ulaşım ile ilgili hiçbir çözüme rastlanmazken, rekreasyon alanına bitişik yapılacak böylesine büyük bir liman, yaya ve araç trafiğini de olumsuz etkileyecektir.

Bakanlıkla organik ilişkileri en üst makamlarca teyit edilmiş, istediği yasal değişikleri hızlı ve kolay bir biçimde yaptırabildiği kötü örneklerle deneyimlenen MUÇEV’in “dolgu yapılmayacaktır, yapılsa bile gerekli izinler alınacaktır” sözüne güvenmemiz bekleniyor.

Körfezdeki kirlenmeye çözüm bulmak yerine bu şekilde maddi çıkarlar peşine düşülmeye devam edilirse, çok yakında yat limanına bağlanmak isteyecek tekne, sahildeki otellerde kalacak turist veya yarım adadaki plajlara gidecek insan bulamayacağız. Bu eşsiz güzellikteki kentimizin yok oluşuna hep beraber tanık olacağız.

Bizler, Fethiye Körfezi’nin temizliği adına bir adım dahi atılmamışken, körfeze yapılması planlanan tüm projelerin askıya alınmasını talep ediyoruz. Ancak, körfezi kirleten bütün etkenler bertaraf edildikten sonra bütün taraflarca kabul edilebilir, körfezin tekrar kirlenmesine sebebiyet vermeyecek bir turizm gelişme planına uygun projelerin yapılmasını istiyoruz.

Artık dayanma gücü kalmamış körfezimizi ve kentimizi korumak için tüm yurttaşlarımızdan destek bekliyoruz.