BİR DEREDE, NE OLDU? NE OLMADI? NE OLACAK?

· Zorlama istekle, dereden sorumlu ilgili resmi kuruma (başta direnmesine rağmen) sözde taşkın riski nedeniyle proje yaptırıldı.

· Zorlama istekle, taşkın mevsiminde veya başka bir deyişle turizm mevsimi dışında yani yapılmaması gereken sezonda, taşkın riskine rağmen işe başlandı ve kısa bir sürede bir derenin güzergahının değiştirilmesi sağlandı.

· Zorlama istekle, çalışmaya başlanmadan önce ilgili kurumlardan izin alınması sağlandı.

· Yapılan işin; Kamu İhale Kurumu’nda (EKAP) ihale duyurusu yapılmadı. Yüklenicisi, ihale bedeli, süresi, basın ilanı, kontrolü belli olmadan işlem gerçekleştirildi.

· Bu arada dereye komşu parselde büyük bir otelin inşaatı da hızla sürüyordu.

· Zorlama istekle, ilgili kurumun, derenin taşkın ihtimaliyle “5.640 metrelik kısmının sorunlu olduğunu” belirtmesine rağmen, sadece 550 metrelik kısmında çalışma yapılmasına izin verildi.

· İlgili kurum, derenin işlev dışı kalan mülkiyeti kendine ait kamulaştırılmış olan kısmıyla ilgili satış kararı da olmamasına rağmen, bu alanın bir kısmı parsele komşu olan otelin özel plajı ve diğer kısmının ise yine o otelin ulaşım yolu olarak kullanılmasına göz yumdu.

· Geçen 5 ay gibi kısa sürede güzergâhı değiştirilmiş derenin denize bağlantılı ağız kısmında görülen hâkim rüzgâr ve dalgayla oluşan kumul etkisiyle dere kesiti daraldı. Yani dereden suyun akışı zorlaştı ve taşkın etkisi arttı. Bir proje hatası yapıldı.

· Mülkiyeti, işletme ve bakım sorumluluğu ilgili kurumda olan derede, bu değişikliğe istekli olarak belirtilen kişilerce dere kazısı gerçekleştirilerek kamu yararı gözetilmedi.

· Çalışma başlamadan önce imar planı değişikliği yapılmadı ve yapılan çalışmaya müdahale edilmedi.

· Tapu kayıtlarında, orman statüsü olarak belirtilen alanda “dere kazısı” yapılarak orman alanı korunmadı.

· Korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında, aynen korunacak ve insanlığın varoluşundan günümüze ulaşan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altında bıraktığı izleri, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı alan olarak tescillenmiş, “1. derece arkeolojik sit alanı” olarak ilan edilmiş bölgede, dere kazısı yapılarak insalığın ortak mirası arkeolojik değerler korunmadı.

· Nesli tehlikede ve devletin koruması altında olan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanı ilan edilmiş sahada kazı yapılarak, yaşamı paylaştığımız, korumaya çalıştığımız canlı değerler korunmadı.

· İlgili kurumun, derenin taşkın ihtimaliyle “5.640 metrelik kısmının sorunlu olduğunu belirtmesine rağmen” sadece 550 metrelik kısmında çalışma yapılmasına izin vererek geri kalan 5.090 metrenin oluşturabileceği taşkın olasılığından bölge halkını korumadı.

· Uzun vadeli bir önlem alınmadığı takdirde, “taşkın riski var” gerekçesiyle yapılan güzergâh değişikliğiyle, artık şimdi taşkın etkisini yaratmış oldular. Bu durum özellikle, deniz kotundan düşük olan ve Akgöl adıyla anılan bölgenin etrafındaki parselizasyonu yapılmış imarlı alanlarda can ve mal kaybı olasılığını arttırdı.

· Uzun vadeli önlem ise, maalesef dere ağzına bir dalgakıran yapılması şeklinde olacak. Bu durum otelin kapattığı plajın önüne bir şekilde adı marina olmasa da, fiziki olarak “marina olarak kullanılacak yapı”nın inşaası ile sonuçlanacak. Tartışmalı şu anki durumda bile, derenin güzergâhının değiştirilmiş kısmında tekneler şimdiden dere kıyısına bağlanmaya başladı bile.