Söyleşi: EZGİ DUMAN – Hukukçu, Yazar
Günümüz dünyasında ve Türkiye’sinde günceli, “Olağanlaşmış olağanüstü hâl” kavramı ile ele alırsak siyasi ve hukuki sistemimizde artık istisnai durumlar kalıcı hale gelmiş ve olağan yönetim biçimi olarak benimsenmiştir. Giorgio Agamben “istisna halini” siyasal belirsizlik veya nedeni her ne olursa olsun bir kriz durumunda, siyasal düzenin devamının sağlanması adına hukukun kendini askıya alması olarak tanımlamakta, olağanüstü halin sadece bir kriz yönetimi aracı değil, devletlerin sürekli olarak başvurduğu bir yönetim tekniği haline geldiğini vurgulamaktadır.
Olağanüstü hâl süreklileştiğinde, hukuk bir “belirsizlik rejimi” haline gelir. İlanına bile gerek kalmamış OHÂL düzenlemeleriyle çıkarılan KHK’lar, kanun yerine geçen yönetmelikler ve yargının bağımsızlığının zayıflatılması ve siyasallaştırılması gibi süreçler, bireysel hak ve özgürlüklerimizi yok saymaktadır.
Devletin olağanüstü yetkilerini genişletmesi, siyasi alanın daraltılması, kamusal alanların yok edilmesi, doğa varlıklarının ticarileştirilmesi, yurttaşların müşterekler üzerindeki söz hakkının yitimine sebep olmaktadır.
Hal böyleyken bizlere düşen olağanüstü hâle karşı müşterekleri yeniden sahiplenmektir. Kamusal alanları, ifade özgürlüğünü ve ortak kaynakları savunmak gerekir. Dijital ve yerel dayanışma ağları oluşturmak zorundayız. Kamusal alanın yok edilmesi karşısında, alternatif iletişim kanalları ve dayanışma pratikleri örmeliyiz. Katılımı ve dayanışmayı büyüten bir politika geliştirmek zorundayız.
Güncelimizi ve geleceğimizi “OLAĞANLASMİŞ OLAĞANÜSTÜ HÂL DÖNEMİNDE HAKLARIMIZ VE MÜŞTEREKLERİMİZ” başlığı çerçevesinde konuğumuz Hukukçu, Yazar EZGİ DUMAN ve sizlerle konuşmak istiyoruz ve tüm dostlarımızı davet ediyoruz.
SEVGİ VE DAYANIŞMAYLA