Kıyılar Halkındır Fethiye İnisiyatifi öncülüğünde yapılan basın açıklamasında, doğa yıkımı ve halkın kullandığı plajların ranta açılmasına karşı duyulan kaygı dile getirildi. Açıklamada arkeolojik sit alanı içinde kalan ve doğal yapısı yok edilen sahilin ne amaçla bu hale getirildiğinin izahının olmadığının altı çizildi.
BASIN AÇIKLAMASI
Bugün burada; arkamızda görülen tabelaya göre DSİ 213. Şube Müdürlüğü tarafından ihale edildiği yazan “Değirmenboğazı Deresi Islah Çalışması” adı altında; ihale bedeli, sözleşme tarihi, süresi ve proje detayı belli olmayan, ihale basın ilanının bile yapıldığından şüphe ettiğimiz; doğanın, kıyının, denizin, belki de altında tarih yatan ve 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan bu alanda, doğa ve tarihi eserlerin yok edildiği bir felaketin yaşandığını görüyoruz.
Güzergâhı değiştirilen derelerdeki uygulamanın adı dere ıslahı olamaz. İmar planlarında değişiklik yapılmadan gelişi güzel bir şekilde oldubittiye getirilen bu işin adı olsa olsa doğa katliamı, kıyı talanı, arkeolojik alanı yok etme, kayıtlarda çam ormanı olarak geçen sahayı yarmak, bölmek olabilir.
Bu derenin güzergâh değişikliğinin nedeni ne olabilir? Olası bir taşkını önlemek mi? Bu güzergâh değişikliğinin, dere ağzını dalga hareketlerinin, deniz kumu ile tıkayarak akışı engelleyeceği ve taşkınlara neden olabileceği bilinmiyor mu? Tabii ki biliniyor.
Görecekseniz, buraya ikinci aşamada bir dalgakıran, üçüncü aşamada ise bir marina projesi gelecek. Kısacası devletin parası ile yine kıyılarımız, denizimiz, doğamız, ağaçlarımız, kumsalımız ranta teslim edilecek. Geçmişte halkın faydalandığı bu sahil elden gidecek.
Kesilen ağaçlar, yok edilen bitki örtüsü, haritalardan silinen tepeler ve yıllardır kendi yolunda akan suyun akış yönünün değiştirilmesi… Doğaya verilen bu geri dönülemez zarardan etkilenecek olanlar kim? Biliyoruz ki, insan müdahalesi ile değiştirilen her coğrafik yapı arkasından bir felaketle sonuçlanmıştır. Doğal dediğimiz çoğu afet gibi burada gerçekleşecek insan müdahalesinden kaynaklı olası afetlerde zarar görecek olan kim? Bu yapılanların geri dönüşü yok! Ancak daha fazla rant uğruna zarar görmemek için artık YETER!
Buradan yetkili kurumlara sesleniyoruz: bu alanda yapılan tahribat dolayısı ile yaşanacak durumlara ilişkin ekolojik bir tespit raporu var mıdır? Varsa bölge halkı bu durumdan ne kadar etkilenecek? Bu bölgenin arkeolojik olarak sit alanı bölgesinde olması sebebiyle yapılan kazı ve talandan kimler sorumlu tutulacak? Coğrafik bir yapının değiştirilmesinden kimler, ne kazanç sağlayacak? Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde bulunan bu yere verilen zararın hesabı kimden sorulacak?
