Dünyayı derinden etkileyen Korona Salgını ile ilgili pekçok bilgi ve görüş medya aracılığı ile paylaşılıyor. Bilim insanlarınca, çok farklı yaklaşımların dillendirildiği bu dönemde biz de merak ettiklerimizi çok uzaktaki bir arkadaşımıza sorduk. Kendisi bizi kırmayarak sorularımızı cevapladı. Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği olarak kendisine teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Sorularımıza cevap veren biliminsanı Boldbaatar Bazartseren, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi mezunu olup halen Moğolistan Veteriner Fakültesi Enstitüsü, Viroloji laboratuvarı şefliği görevini yürütmekte.
Ulaş Kiper: Merhaba Bold; Türkiye’ye uzak ama salgının başlangıç noktası olan Çin’e yakın olan sizin memlekette, Moğolistan’da COVID-19 ile ilgili neler yaşandı? Hastalığın sizin oradaki yayılımı nasıl? Moğolistan devleti ne gibi önlemler aldı?
Boldbaatar Bazartseren: Merhaba Ulaş. Bizimkiler her şeyden önce başbakanlık tarafından yönetilen Ulusal Acil Durum Komisyonu’nu kurdu. Salgın ile ilgili ilk karar; 2020’nin Ocak ayında çıktı. Bu karar ile yurt içi önlemlerde; kış tatilini sürdürmekte olan anaokulu, ilk ve ortaokul öğrencilerinin kış tatilinin uzatılması, herkesin maske takması, ellerini yıkaması, mümkün ise evde kalması önerildi. Şehirlerarası hareketler de kısmi olarak kapatıldı, sadece benzin ve gıda nakliyesi yapan araçlara izin verildi. Bu araçlarda dezenfeksiyon yapılıp bütün yolcuların ateşi olup olmadığı kontrol edildi ve özel form doldurması istendi.
Yurt dışı önlemlerde ise ilk olarak 27 Ocak 2020’den beri Çin ve başka ülkelerle hava ve karayolu dolaşımının kısmi ya da tamamen kapatılması aşamalı olarak gerçekleştirildi. Yurtdışından gelen bütün kişiler çok ayrıntılı form doldurdular, ateşi olup olmadığı kontrol edildi. Yetkililer ateşi olanları 21 günlük karantinaya aldılar.
Biz de bunun gibi önlemler aldığımız için yurt içi kaynaklı hiçbir Covid-19 hastası şimdiye kadar kayıt edilmedi. Şu anda Moğolistan’da 30 hastamız olduğunu biliyoruz ama bunların hepsi yurt dışından gelen kişiler. İlk hastamız olarak 10 Mart 2020’de, Fransa’dan yola çıkıp, Moskova üzerinden buraya gelen bir birey kayıtlara geçti. O kişi de maalesef, evde 14 günlük karantina tedbirlerine uymayarak çok yer gezmiş, o yüzden bizimkiler bütün şehirler arası hareketleri durdurup her uçak ile gelen ve bir yerde kalanları karantinaya aldı. İyi olan ise hiçbirinde virüs tespit edilmedi. Son olarak Rusya’dan gelen Moğolistan vatandaşı öğrencilerden 13 kişi pozitif çıktı ve bu da bizim hasta sayımızı 17’den bir gün içinde 30’a kadar çıkardı. Şu anda bütün hastaların % 30’unda hiç bir klinik semptomun da olmadığı kayıt edilmiş durumda.
Yönetim tarafından yurt dışında kalan vatandaşlarımızı, özel uçak ile yurda getirme işlemi ise devam ediyor. Bu bahsettiğim 30 hastanın hepsinin yurt dışından geldiğini de özellikle not etmek istiyorum. Bütün gelen vatandaşlar otellerde ve hastanelerde her kişi ayrı bir odada olmak üzere, 21 günlük karantinaya alınıyor. Karantina süresinde devamlı olarak numune alınıp test yapılıyor. Karantinayı bitirip eve çıkanlara da en az 14 gün olmak üzere evde kalmaları gerektiği talimatı veriliyor. Şu anda bahsettiğim 30 hastadan dördü iyileşip hastaneden çıktı. Ama yine de bu kişiler de evlerinde 14 gün kalmak zorundalar.
Biz ilk olarak 28 Şubat 2020’de Japonya’nın National Institute of Infectious Diseases (NIID)’ten (Ulusal Enfeksiyon Hastalıkları Kürsüsü) tanı kiti aldık, şu an bunu kullanıyoruz. Bunun yanı sıra rapid testlerle birlikte akciğer semptomları olanları test edip Covid-19 olup olmadığını belirliyoruz.
Ayrıca, 12 yaşından küçük yaşta çocukları olan annelerin evden online çalışmaları sağlanıyor. Çocukların bütün dersleri online yapılıyor. Evde kalanlara ekonomik destek sağlamak gibi önlemler alınıyor.
Covid-19 hakkında resmi haberler, sadece Sağlık Bakanlığı tarafından her gün aynı saatte veriliyor ve medyada panik yaratmamak için başka haber verenlere ceza kesiyorlar.
Ulaş Kiper: Veteriner hekim ve viroloji uzmanı olarak sana sormak isterim, Corona Virüs’ün bu denli etkili bir salgına dönüşmesindeki sebep nedir? Nasıl bir virüs ile karşı karşıyayız insanlık olarak?
Boldbaatar Bazartseren: Bazı bilim adamlarına göre şu an tanınmış bütün virüsler dünyada olan virüslerin sadece %10’nunu kapsamakta, eğer bu gerçek ise bilmediğimiz çok sayıda virüs ve hastalık yapıcı patojen var demektir. Dünyada popülasyonun hızlı artması, gıda hijyeni problemleri, dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkan gıda yetersizliği sorunu ve yeterli protein kaynağına ulaşmanın zorlaşması gibi nedenlerle, protein ihtiyacını karşılama sırasında, bunun gibi salgınlarla daha sonra da karşılaşmak mümkündür.
Ulaş Kiper: Peki bu virüsü, örneğin Ebola virüsünden ya da grip virüsünden ayıran nedir? Yayılım hızının yüksek oluşu mu onu diğerlerinden ayırıyor? Ya da şöyle sorayım, örneğin grip virüsleri de dünyanın her yerinde görülmesine rağmen bu denli yıkıcı etkileri olmuyor artık. Acaba dünyada ilk grip salgını da binlerce yıl önce aynı etkiyi yaratmış olabilir mi türümüz üzerinde sence?
Boldbaatar Bazartseren: Bu virüsün sınıflandırılması senin sorduğun iki virüsten başkadır. Tabii ki Coronavirüs grubu birçok virüs grubu üyesini içeriyor. Bu gruptan biz SARS ve MERS Corona’yı iyi biliyoruz. Covid-19 ise yeni olduğu için hakkında henüz bilmediğimiz çok şey var. Bilim insanları bu virüsü tanımak için durmadan çalışmakta. Yakında pek çok şeyin daha da belli olacağına eminim. Şimdilik Covid-19 virüsün yayılım hızının yüksek olmasına rağmen hastaların ölüm oranının, SARS ve MERS Corona’ya göre daha az olduğu iddia ediliyor.
Grip virüsü ise başka bir konu, bunun H ve N kombinasyonu, tür içinde ya da başka türler arasında bulaşınca yıkıcı etkileri artıyor ya da azalıyor. Bunu şimdiden tahmin etmek mümkün değil. Bu da grip virüsünün özelliğidir aslında. Yıkıcı etkileri yüksek olunca ölümcül salgın söz konusu oluyor. Şu anda biz, H5N1 kombinasyonunun ölümcül olduğunu iyi biliyoruz ama ileride başka bir kombinasyonun çok daha ölümcül olması da mümkündür.
Ulaş Kiper: Türkiye’de çok tartışılan bir konuyu sana da sorayım; Corona Virüs’ün insan eliyle üretilmiş olması mümkün mü? Bugüne kadar insan eliyle üretilmiş virüs var mı?
Boldbaatar Bazartseren: Bu da birçok ülkede tartışılan bir konu. Şu anda, bilimin ulaştığı nokta değerlendirildiğinde, bu tür şeylerin üretilmesinin mümkün olduğu bir dönemde yaşıyoruz diyebiliriz ama Covid-19 üzerinde yapılan çalışmalar bunun doğal bir virüs olduğunu ortaya çıkardı. Çinli bilim insanları, bu tür virüsün yayılmasının mümkün olduğunu bir sene önce raporlamışlar(1) aynı zamanda Amerikalı bilim adamları da bu virüsün kaynağı hakkında rapor hazırlamışlardır.(2)
İnsan eliyle üretilmiş virüsleri biz yaygın olarak kullanıyoruz aslında. Örneğin; Kuduz Virüsü ’nün özel kısmını “pox virüsü” içine dâhil edilmiş şekliyle yeni virüsü biz de kuduz ile mücadelede “bait vaccine” olarak kullanıyoruz. Bu tür özel çalışmalar uzunca bir süredir, her devletin kontrolü altında yapılmakta.
Ulaş Kiper: Bir diğer önemli konu ise bu virüse karşı aşı geliştirmek. Dünya’da bu virüs ile ilgili aşı çalışmaları ne durumda? Moğolistan’da ve diğer Asya ülkelerinde ne gibi ilerlemeler var?
Boldbaatar Bazartseren: Bu virüse karşı aşı üretme çalışmaları birçok yerde devam etmekte. Dünyada 100’den fazla araştırma merkezinde bu tür çalışmalar yapılıyor. Aşı geliştirmek için bilimsel olarak kat edilmesi gereken önemli aşamalar var; mesela başarılı bir laboratuvar çalışması ardından laboratuvar ortamında hayvanlarda, kimi zaman maymunlarda ve en son olarak da gönüllü kişilerde denemek gibi. Şu anda Çinli bilim insanlar gönüllülerde deneme aşamasına geçmiş durumdalar. Bizde bu tür çalışmalar ise şimdilik yapılmıyor.
Ulaş Kiper: Bold, kafamdaki bir diğer soru ise şu; Herpes Virüsler ile insan vücudu çok uzun süredir tanışık. Beraber yaşamayı ve birbirine zarar vermeden hayatımızı sürdürmeyi beceriyoruz. Hatta bazı bakterilerle simbiyotik ilişki içindeyiz. Bu anlamda grip virüsü de yıllardır insan için olağan hale geldi. Yani artık antikorlarımız var ve gribi bazen sadece dinlenerek bile atlatabiliyoruz. Tabii bu çok uzun bir süreç ama merak ediyorum, SARS grubu virüsler için hatta Covid-19 için de böyle mi olacak ileride?
Boldbaatar Bazartseren: Bunun gibi endişeler var. Böyle olursa her sene “sezonluk/mevsimsel Covid-19” gibi durumlar söz konusu olacak. Bazı bilim insanları da ölümcül ve ölümcül olmayan iki tür Covid-19 virüsü olduğunu iddia ediyor. Şu anda Covid-19 hakkında bilemediklerimiz bildiklerimizden daha çok maalesef.
Ulaş Kiper: Bold, son bir iki soru ile bitirelim. Korona salgını bir ön sınav mıydı? Benzerleri tekrar edecek mi sence? Bir de Korona salgınını atlattıktan sonra ikinci bir küresel salgını aynı virüsle yaşamamızın ihtimali ne? İnsan türü büyük oranda bağışıklık geliştirebilecek mi bu virüse karşı? Geleceğe dönük senin öngörün ne bu konuda?
Boldbaatar Bazartseren: Önceki soruda bahsettim, mevsimsel duruma gelirse her sene tekrarlama ihtimali var. Çünkü Covid-19 hastalarının bazılarında nötralize edici antikor gelişmekte ama bazılarında ise bu antikor gelişmiyor. Antikor düzeyi artmış kişilerin kanından plazmayı ayırıp yeni hastalara verince iyileşme olayları rapor edilmiş durumda. İyileşip hastaneden çıkan hastalar da bile virüsü tespit etmişler. Belki de ileride mutasyon sonucunda da bunun gibi durum oluşabilir. Umut verici bir bulgu ise moleküler düzeydeki mutasyonu virüsün protein yapısını tamamen değiştirmemekte bu da geleneksel yolla kısa sürede inaktif edilmiş aşı üretilmesinin mümkün olduğunu gösteriyor. Yeni teknolojileri kullanarak, uzun sürede koruma sağlamak için virüsün alt birimleri ya da DNA aşısı üzerinde de çalışmalar bazı ülkelerde devam etmekte. Bu mevsimsel salgın olsa da virüsün aşısı üretildikten sonra önümüzdeki dönemde bu tip salgınların sorun oluşturmayacağını düşünüyorum.
Ulaş Kiper: Bold, çok çok teşekkür ederiz. Türkiye’den bolca selam sana.
Boldbaatar Bazartseren: Ben teşekkür ederim. Maske takmayı, ellerinizi yıkamayı, mümkün ise evde kalmayı ve bu konuda otoritelerin talimatlarına uymayı unutmayın diyorum.