KIYILARIMIZDAKİ DEFORMASYON
Yaşadığımız ağır ekonomik koşullar ve yüksek enflasyon bugün ilçemizin turizm sektörünü ve ondan beslenen diğer sektörleri olumsuz etkiliyor. Yabancı turist sayısı bu yıl da beklentinin altında kaldı. Büyük kesimi geçim sıkıntısı içinde olan ve satın alma gücü zayıflayan yerel ve yerli tüketiciler de sektöre yeterince destek sağlayamıyorlar. Ne yazık ki, birkaç işletmenin özel statülerinden dolayı krizden daha az etkilenmeleri bu gerçeği değiştirmiyor.
Bölgemizde turizmin alt yapısını oluşturan doğal –tarihsel ve kültürel değerlerimizin korunarak – kullanılmamasını, yaşanan sıkıntının asıl önemli nedeni olarak değerlendiriyoruz. Bir süredir doğal – tarihsel ve kültürel varlıklarımız “daha fazla gelir” sağlamak için özel işletmelere dönüştürüldü. Verilen özel izinlerle bu varlıklarımıza yapılan fiziksel müdahaleler, geri dönüşü olmayacak şekilde deformasyona ve dejenerasyona neden oldu. Yaşanan bu değişim, Dünya turizm pazarlarında bütün destinasyonlar için öngörülen “sürdürülebilir ve ekolojik turizm” anlayışına uymuyor. Bilinçli turizm tüketicisinin, doğal – tarihsel ve kültürel varlıkları ranta kurban edilen destinasyonlara tatil için gelmediğini hepimiz biliyoruz.
Üstelik bu alanlardaki yapılaşmalar, işletmeler ve şezlong işgallerinin aldığı ürkütücü boyut nedeniyle, yöre halkı anayasal hakkı olan bu değerlerine serbestçe ve ücretsiz olarak ulaşamıyor, yararlanamadığı değerlerine giderek yabancılaşıp, sosyal ihtiyaçlarını gideremiyor. Kültürel geleneklerinden uzaklaşıyor. Bu durumun ilçemiz için sıkıntılı bir sürece dönüşeceğinden ve Fethiye’nin turizm pazarlarında kalitesini, imajını, kimliğini ve dolayısıyla çekim gücünü giderek kaybedeceğinden endişeliyiz. Bugün önlem alınmazsa, yarın Fethiye’miz için çok geç olacaktır. Çünkü hizmet sektöründe imaj kaybının telafisi çok zordur!
Bunun en çarpıcı örneğini; Ölüdeniz’de, koylarımızda ve plajlarımızda yaşıyoruz. 1963 yılından yakın zamana kadar, Belceğiz plajı, Kumburnu ve Lagünü’nü hafızalara nakşeden Ölüdeniz fotoğrafı, Türkiye’nin tanıtım broşürlerinin en etkili görsellerinden biriydi. Doğallığı ve kaliteyi temsil ediyordu, Fethiye’nin imajıydı ve Fethiye halkının ekmek kapısıydı. Ne yazık ki, şezlonglar ve işletmelere ait yapılarla kaplanan bu bölgenin havadan çekilen güncel fotoğrafı, turizm pazarlarında artık “çekici” değil, “itici” etki yaratıyor.
Sorunun kaynağı işletmeler değil, yasal mevzuata rağmen o işletmelere ihalelerle verilen izinlerdir. Çekim alanlarımızın bu fotoğraf ve benzerlerine dönüşmesinin, sosyal sorunlar oluşturması dışında, ekmek kapımızın kapanma tehlikesini yaratacağını da idrak etmeliyiz.
Dileğimiz;
* Bütün kıyılarımızın şezlong işgallerinden ve üzerlerindeki rant amaçlı yapılardan bir an önce arındırılarak, kentimizin hafızasında yer eden doğal görünümüne geri kavuşturulmasıdır.
* Denizin, kıyılarımızın doğal kullanıcıları ve ilk sahipleri olan yöre halkının ve ziyaretçilerin kıyılara, plajlara serbest ve ücretsiz erişiminin sağlanmasıdır.
* Yasa dışı “yaya giriş ücreti” uygulamalarına ve bölgesel ayrımcılıklara son verilmesidir.
* Fethiye’nin yalnızca turistler için kurulmadığını, Fethiye halkı mutluysa, turistlerin de mutlu olacağının bilinmesidir…