Tarih, 5 Ağustos 1869; yer, Süveyş Kanalı; Akdeniz için kaçınılmaz dönüşüm...

Bu tarih insanlar için yeni açılan bir gemi ticaret yolu demek iken, deniz canlıları için göçün yeni haritası olacaktı. Süveyş Kanalı aracılığı ile artık Akdeniz ve Kızıldeniz birleşmişti. Bu birleşme dünyada insan müdahalesinden kaynaklanan en büyük ekolojik değişimlerden birinin kapısı olarak tarihte yerini aldı.

Sokarca adıyla bildiğimiz bu balık türü, Süveyş kanalından ilk geçenlerden ve Akdeniz'e çok iyi uyum sağlayarak hızla Akdeniz'İn batı ucuna doğru göçüne devam eden balıkların başını çeker.

Fethiye Körfezi'nde görebileceğimiz iki Sokarca Balığı türünden biridir. Kızıldeniz göçmeni olan bu tür, diğer sokarca türü ile aynı beslenme alışkanlıkları ve davranışlarıyla Akdeniz'in hemen heryerine adapte olmuş türlerdendir.

İlk kaydı 1950’de İskenderun Körfezi’nde Kosswig tarafından verilmiştir. Günümüzde Fethiye ve Gökova Körfezi’nde de bulunmaktadır.

1950’de İskenderun Körfezi’nde ilk kaydı bulunan bu tür aynı zamanda Türkiye denizlerinde görülen ilk lesepsiyen balık türlerinden birisidir. Günümüzde Fethiye Körfezi’ne kadar dağılım gösterir.

Kökeni Hint ve Batı Pasifik Okyanusu olan bu canlı, Türkiye'de ilk kez 1950’de İskenderun Körfezi’nde kaydedilmiştir. Aynı zamanda bu tür Türkiye denizlerinde görülen ilk lesepsiyen balık türlerinden birisidir. Günümüzde Fethiye Körfezi’ne kadar dağılım gösterir.

Solungaçlarının en altında bulunan diken zehirlidir ancak ölümcül değildir.

İlk kaydı 1994’te Mersin Körfezi’nden olan bu tür, günümüzde Ege kıyılarına kadar yayılmıştır.

İlk kaydı 1943’te İskenderun Körfezi’nden olan bu tür artık Ege kıyılarında da bulunmaktadır.

1950’de ilk kaydı İskenderun Körfezi’nden verilen bu balık Ege kıyılarına kadar dağılım gösterir.

Türkiye’de ilk kaydı 1994’te Mersin Körfezi’nden olan bu tür artık Ege kıyılarında da görülmektedir.

Türkiye’de ilk kaydı 1992 yılında Antalya-İskenderun Körfezleri’ndendir. Günümüzde Ege kıyılarında da rastlanır.

Balon Balığı diye adlandırdığımız balıklar aslında Tetraodontidae familyasından olan balık türlerinin tamamına verilen ortak yaygın isim olmuştur. Yunanca dört anlamına gelen bir ön ek olan “tetra” kelimesi ile yine Yunanca diş anlamındaki “donti” kelimesinden türetilmiş bu familya ismini, dörtdişliler diye çevirmek mümkün.

Aslanbalıkları, Pterois cinsine bağlı 11 tür ile temsil edilmektedir. Ülkemiz denizlerinde yakın zamanda görülmeye başlayan bu balıkların hangi türlerinin hangi denizlerimize adapte olduğu henüz kesinleşmese de Fethiye’de de artık zaman zaman görebildiğimiz balıklardan birisi oldu. Maalesef zehirli türler olan Aslanbalıkları etkili zehirleri ile insan için de önemli bir tehdit unsuru.

Hint ve Büyük Okyanus’ta özellikle mercan resiflerinde doğal olarak bulunan bu tür yine Süveyş Kanalı yolu ile ulaştığı Akdeniz’de batıya doğru ilerlemesini sürdürüyor.